Kullanıcı, Yazılım Uzmanı, İş Analisti, İş Zekası Uzmanı ve İş Analitiği Uzmanı

Son zamanlarda popüler olan ve önümüzdeki 5 yıl daha bu popülerliğini devam ettirecek olan meslekler var. 2012’nin Gözde Meslekleri adlı yazımda popüler olan Veri Madenciliği Uzmanı ve İş analisti 2014 yılında popülerliğini devam ettiriyor. Bunlara ek olarak Türkiye’de son dönemde öne çıkan İş Zekası Uzmanlığı da ön sıralarda yerini almış durumda. Daha önceki birkaç yazımda bu mesleklerin ne iş yaptığını yazmaya çalışmıştım. (1, 2, 3) Bugünkü yazımda size bu mesleklerin ne iş yaptığını farklı bir bakış açısından anlatmaya çalışacağım.

son_kullanici

Bu arkadaşımızın adı Son Kullanıcı (End-User) Kendisi herhangi bir şirkette bir paket programı kullanarak işlerini halletmektedir. Bu bir yazılım programı (SAS, Oracle Retail, LOGO, Netsis, Link, vs.) olabileceği gibi şirketlerin kendi in-house yazdıkları yazılımlarda olabilir. (bknz. LC Waikiki) Muhasebe, İnsan Kaynakları, Planlama, Lojistik vb. süreçlerde çalışmaktadır. Çalıştığı süreçle ilgili olan program modülüne girmekte ve işlerini yapmaktadır.

yazilim_uzmani

Bu arkadaşımızın adı BT Yazılım Uzmanı (IT Software Developer) Bu örneğimizde, kendisi herhangi bir şirkette bir yazılım paketini geliştirmekten sorumludur. Özellikle açık kaynak kodlu yazılım kullanan ve kendi yazılımını kendi yapan şirketlerde bolca bulunur. Asosyal oldukları ve eğlenmeyi bilmediklerine dair söylentiler vardır. Bunların tam aksine hem çok eğlenceli hem de çok sosyal insanlardır.
Son Kullanıcı ve BT Yazılım Uzmanı iş dışında çok iyi arkadaş olmalarına rağmen, konu iş olduğunda hiç çekilmez olurlar. Birinin beyaz dediğine diğer siyah der. İkisi de birbirlerinin işinin çok kolay olduğunu söyler durur.
Son Kullanıcı: Yazılım Uzmanı ne yapıyor ki? Akşama kadar internete girip, yarım saatte bir düğme ekliyorlar. Word’de yazı yazmak ile yaptıkları iş arasında ne fark var ki allasen? Bir günlük işi Bir hafta demiyorlar mı? Full yatış!
BT Yazılım Uzmanı: Adamların hem ekranlarını yap, hem sistemlerini hem yaptıkları işi bil, sonra bıdı bıdı konuşsunlar. Bu kadar ekran, alt yapı olduktan sonra onların işini ben de yaparım. O ekranları paintte yapmıyoruz biz.

yazilimci_kullanici

Bu iki arkadaş yüz yıllardır bir birleri ile anlaşamamışlardır. Şirkette her iki departmanda farklı katlarda bulunmasının nedeni de birbirlerine ulaşamaması içindir. Hatta ve hatta çoğu BT departmanın kapısında kartlı giriş sistemi vardır. Her ne kadar karizmatik görünsün diye yapılmış olduğu düşünülse de asıl sebebi Son Kullanıcı adlı kişilerin içeri girmesinin engellenmesidir.

is_analisti

Bu savaşa bir dur demek, iki tarafın arasında elçi görevi görmek, dekoderlik yapmak için yeni bir pozisyon oluşturulmuştur. Bu savaşı bitiren beyaz atlı şövalyemiz, İş Analistidir. Kendisi, arada kalmışların kahramanı, hem fakirliği hem zenginliği görmüş, BT Yazılım Uzmanının çekilmez hareketlerini, Son Kullanıcın kaprislerini yaşamış sindirmiş ve benimsemiştir. Hem BT’deki hem Son Kullanıcıdaki düşünme yetisine sahiptir. Değişik bir karakterdir İş Analisti. Bu arkadaşımız iletişim gücü yüksek ve analitik yönü gelişmiştir. Yani resmin tamamını görebilen ve gelecekteki ihtiyaçları tahmin edebilen bir yapıdadır. Pratik zekası yüksek, matematik ile arası da iyidir hani. Yazmayı seven, öğrenmeyi seven, düşündüklerini rahat anlatabilen biridir kerata.

yazilimci_kullanici_is_analisti

Kullanıcılarla, yazılım uzmanlarının arasını düzelttik. Artık çok iyi bir şekilde anlaşabiliyorlar. Kullanıcı istiyor, yazılım uzmanı hallediyor. Fakat Kullanıcının dertleri bitmiyor. Ekranlara birçok bilginin gelmesini istiyor. Her şey ekranda olsun, bütün verileri ekrana basalım diyorlar. Yazılım Uzmanları da rahat durmuyor bu arada. İş analistinden gelen analizlerdeki verileri bulabilecekleri veri altyapının olmadığından dert yanıyorlar. İlişkisel veri tabanları iyi hoş da, datamartlar, warehouse sistemleri yok ki özetlenmiş veriden yapalım bazı sistemleri.

is_zekasi

İşte karşınızda ikinci beyaz atlı prensimiz. İş Zekası Uzmanı. Bu arkadaşımız Türkiye’ye yakın zamanda geldi. Yurtdışında doğdu. Gerçi doğum tarihine baktığımızda çok genç olduğunu görmekteyiz.
Daha önce yazdığım yazıda iş zekası hakkındaki şu satılar çok manidardır. “Rekabet dünyasında, çalışanların ve yöneticilerin daha verimli işlere zaman ayırabilmesini sağlayan sistemlerdir. Türkiye henüz olayın ehemmiyetini kavrayamamış olsa da personelin ve zamanın tasarruflu kullanılmaması sonucu elde edilen zararları azaltmaya yönelik raporlama, analizleme, görüntüleme, geliştirme konularında yardımcı olurlar.”
Görevleri ikiye ayrılmaktadır; BT’ye hizmet edenler, kullanıcıya hizmet edenler.
BT’ye hizmet edenler, Veriambarları ve OLAP alt yapılarını oluştururlar. Mimarlara benzerler. Eğer doğru yapıları kurmazlarsa verimsiz sistemler inşa ederler. Türk Müteahhit olarak da düşünebilirsiniz. Kullanıcıya hizmet edenler, veriyi süreçlerin daha verimli olması için geliştirme amaçlı kullananlardır. Yani kullanıcıların raporlama ihtiyaçlarını karşılarlar. Konu hakkında iş bilgisine sahiptirler ve bu bilgi ile teknik bilgiyi harmanlayıp, kullanıcılara sunarlar. Hem alt yapı hem, rapor hem de iş bilgisine sahip oldukları için zor bulunur hint kumaşları gibidirler. Bir iş zekası uzmanının yetişmesi seneler almaktadır.

yazilimci_kullanici_is_analisti_is_zekasi

Ve işte son kahramanımız geliyor. Biliyorsunuz, konserlerde en son sırada en iyi şarkıcılar çıkar. Bizim kahramanımızda en iyi olduğu iddiasındadır. Hem beyaz hem de unicorn bir ata binmektedir. (Unicorn zaten tek boynuzlu efsanevi at demektir. Bir daha at yazmana gerek yoktu)

is_analitigi

Analitik kelimesinin bir kaç anlamı bulunmaktadır. İlk anlamı, parça ile bütün arasındaki ilişkiyi çözmek ve özüne inmektir. Diğer anlamı ise verinin içindeki anlamlı deseni keşfetme sanatıdır.
Peki İş analitiği nedir?
Deloitte’ye göre; İş Analitiği, veri yönetimi ve ticari bilgi ve performans raporlaması (BI) gibi temel konuların yanı sıra tahminsel modelleme, optimizasyon ve simülasyon gibi sofistike konuları kapsamaktadır. Somut verilere ve bilgiye dayalı bir şekilde karar verilebilmesini sağlayan İş Analitiği, firmanızın performansını detaylı bir şekilde anlamanızı ve geleceğe yönelik neler yapılabileceğini belirlemenizi sağlayarak rekabet avantajı elde etmenize yardımcı olacaktır.
İş Analitiği, en uygun yöntem biliminden yola çıkarak son teknolojileri kullanan akıllı sistemler kurarak, iş süreçlerini en etkin ve en verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bunu yaparken, Optimizasyon, simülasyon gibi mühendislik çözümlerini kullanırken, veri analitiği ve veri madenciliği kullanarak verinin içindeki anlamlı deseni keşfetmektedir. Sektör hakkındaki bilgi ve tecrübesi sayesinde entegre ve iş hedeflerine uygun çözümler üretmektedirler.
Ve işte bulmacamızın son parçası da eklendiğine göre yazımızı da bitirebiliriz.

İş Tanımları

Tüm sorularınızı İletişim linkine tıklayarak tarafıma ulaştırabilirsiniz. Kalın sağlıcakla.

Endüstri Mühendisliği Nedir?

11 Temmuz 2013 tarihinde bir yazı dizisine başlamıştım. Ördek – Pancu ve Endüstri Mühendisliği – Bölüm 1 Bu yazı dizisinde size ITU EMT konferansında yaptığım sunumdaki Endüstri Mühendisliği’ni anlatacaktım fakat yarım kalmıştı. Şimdi bakıyorum da yazı dizisi yerine bir yazıda bunu halledebiliriz sanırım 🙂
Endüstri Mühendisliği hakkında bir çok tanım var. Benden bir cümle ile anlatmamı isteseniz sanırım şunu tercih ederdim. Gerçek hayat süreçlerinin amaca uygun olarak modellenmesi, bu modellerin çözülmesi ve bunu yaparken kaynakların en verimli şekilde kullanılmasını sağlayan mühendisliktir.
Aslında Endüstri Mühendisliğinin ne olduğundan daha önemli bir soru var. Bir insan neden Endüstri Mühendisi olmak ister? Bir çocuğa büyüyünce ne olacaksın diye sorulduğunda bugüne kadar hiç bir çocuk Endüstri Mühendisi olacağım dememiştir. Doktor, Pilot, Öğretmen demiştir. Hatta Mühendis demiştir ama Endüstri Mühendisi dememiştir. Aslına bakarsanız, mühendis kelimesi bile Endüstri Mühendisini çağrıştırmamaktadır. Mühendis deyince, Makine, İnşaat, Elektronik hatta Bilgisayar Mühendisliği akla gelmektedir. Peki neden bir insan Endüstri Mühendisi olmak ister? Cevabı çok basit. Endüstri Mühendisinin ne olduğunu anladığı zaman 🙂

Şu anda Türkiye’de çeşitli üniversitelerde okuyan yüzlerce Endüstri Mühendisi var. Yüz yıllardır bitmeyen Endüstri Mühendisliği geyikleri ile karşı karşıya okullarına devam etmeye çalışmaktadır bu genç beyinler. Artık yeter dedirten klişeler vardır.

  • Her işi bilen ama hiçbir işi tam yapamayan mühendisler
  • Ne iş olsa yaparım diyen mühendis
  • Karma mühendislik
  • En yatış mühendislik

bitmediniz
Tabi birde Endüstri Mühendisliğini hiç bilmeyen ya da yanlış bilen kişilerin sıkça sorduğu sorular vardır.

  • Eee siz şimdi mezun olunca ne iş yapacaksınız?
  • Sizde tarım dersi var mı?
  • Tasarım dersi haftada kaç saat (Endüstriyel Tasarım)
  • Sizin bölüm 2 senelik mi? (Endüstriyel Tasarım)

Her işi bilen ama hiç bir işi tam yapamayan mühendisler. Bu tanım biraz kırıcı da olsa ilk kısmı doğrudur. Bilgisayardan, Elektronikten, Makineden hatta Çevre Mühendisliğinden ders alırlar. Berlin Üniversitesi’nde yayınlanan bir tanıtım metaryelinde Endüstri Mühendisliği Ördek olarak anlatılmıştır. Sonuçta Ördek hem karada gider, hem suda yüzer hem de havada uçar. Ama bir kartal kadar iyi uçamaz, bir köpek balığı kadar iyi yüzemez ya da bir çita kadar hızlı koşamaz. Yani Berlin Üniversitesi de yukarıdaki tanımı kabul etmektedir 🙂

ordek_em

Ama bunların hepsi safsata. Laf salatasından başka bir şey değil. EM, hakkında bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunan bölüm ve meslektir. Ve unutulmamalıdır ki, Endüstri Mühendisi olanlardan çok, olmayanların hakkında konuştuğu meslektir aynı zamanda 🙂 Yazının en başında bir tanım yapmıştım. Şimdi daha güzel bir tanım buldum. Her yiğidin farklı bir yoğurt yiyişi vardır, Endüstri Mühendisinin amacı bunu standartlaştırmaktır. Aslında Endüstri Mühendisliği bir meslek değil, bir bakış açısı, bir yaşam tarzıdır.
Endüstri Mühendisliği, Aspirin gibidir. Ne zaman hasta olsanız içebilirsiniz. Ya da Cif gibidir. İster banyoda ister mutfakta lekeleri çıkartmak için her zemine uygulayabilirsiniz.
cif_aspirin

macgyverŞimdi size dünyadaki ilk Endüstri Mühendislerinden birinden bahsedeceğim. 1986 öncesi doğanların çoğu kendisini tanıyordur. Fakat tanımıyorsanız google size yardımcı olacaktır. Adı Mac Gyver. 1985 ile 1992 yılları arasında TRT’de görev almıştır. Kısıtlı kaynaklar ile en iyiyi bulma konusunda bir dahidir. Bu MAC denen zeki, yakışıklı, yetenekli ve karizmatik kişin eline silah almamakta ve bir adet saç tokası, bir metre paket bandı ve bir deterjan kutusuyla bomba yapabilmektedir. Gerçek bir Endüstri Mühendisi de kısıtlı kaynaklarını en iyi şekilde kullanmalı ve en verimli ve en etkin sistemleri kurmalıdır.

pancuVe işte yazımızın belki de yıldızı olan, Türkiye’nin en önemli Endüstri Mühendislerine örnek teşkil edecek kişisine geldi. Daniel Gabriel Pancu. Evet, şaşırdınız biliyorum. Bir futbolcu nasıl Endüstri Mühendisi olabilir? 17 Ağustos 1977’de doğan Pancu futbola kaleci olarak başlamıştır. Fakat sonrasında kariyerine orta saha ve forvet oyuncusu olarak devam etmiştir. 17 Nisan 2005’te Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanan ve 3-4 Beşiktaşı’ın kazandığı o efsane maçta Pancu hem forvet, hem orta saha hem defans hem de kaleci oynayarak gerçek bir Endüstri Mühendisi olduğunu göstermiştir. (Ama tabiki bir Alex değil :))

Gördüğünüz gibi hayatımızın her alanında bir Endüstri Mühendisi bulunmaktadır. Aslında insanın olduğu her yerde her zaman verimlilik artışına ihtiyaç olacaktır. Bu sebeple sonu olmayan bir mühendisliktir. Gelin biraz da teknik olarak EM’nin ne iş yaptığına yakından bakalım.

3M: İnsan, malzeme ve makineden oluşan bütünleşik sistemlerin kuruluş ve devamlılığının yönetimi ile ilgilenir.
Köprü: Yapılacak iş ile mühendislik bilgileri arasında bir köprü oluşturur, dekoderlik yapar
Verimlilik: Temel amacı, Etkinliği ve Verimliliği arttırmaktır.
Analitik: Endüstri mühendisliği parçayı değil bütünü göz önüne alarak çalışır, sistemin bütünüyle ilgilenir.
Sosyal: Her türlü uygulamada insan faktörünü dikkate alır. Bu sebeplerden dolayı temel doğa bilimleriyle olan ilişkisinin yanında sosyal bilimlerle de iç içedir.
Kolay, Hızlı, Ucuz: Endüstri Mühendisleri bir işin en kolay, en ucuz, en hızlı yolunu bulur ve bunu yapmaktan haz alırlar.

Peki Endüstri Mühendisleri hangi sektörlerde çalışabilirler? Üretimden sağlığa, enerjiden gıdaya, bir çok sektörde çalışabilirler. Aslında sektör bağımsız bir mühendislikten bahsediyoruz. İşte size bir kaç sektör:
sektorler

Peki ne iş yaparlar? İş bulma korkusu yaşamayan mühendislerden bir tanesi EM. Ben bir EM olarak şu ana kadar aynı şirkette 11 farklı pozisyonda çalıştım. Sizler kalite kontrolden stratejik planlamaya, iş geliştirmeden, yazılım uzmanlığına, pazar araştırmasından lojistik planlamaya kadar bir çok işte çalışabilirsiniz.
meslekler

Bir kaç Endüstri Mühendisi ve çalıştığı pozisyonlar ve şirketleri aşağıda yazdım.
ornek_meslekler

Evet. Dilim döndüğünce size Endüstri Mühendisliğini anlatmaya çalıştım. Umarım faydalı bir yazı olmuştur. Bir sorunuz olursa çekinmeden İletişim bölümünü kullanarak bana ulaşabilirsiniz.

Not: Bu yazı yazılırken, başta Vikipedia olmak üzere, ekşisözlük ve youtube’dan faydalanılmıştır.

Sona Yaklaşırken – Eski Yazı

İçinizdeki ışığın evreni aydınlatmasının, varlığınızla gurur duyulup yokluğunuzun aranmasının ve baki kalan şu kubbede hoş bir seda bırakmanın tek bir şartı var:

“İnsan sevdiği işi yapmalı her ne olursa olsun.”

05.11.2007 tarihinden beri görev yaptığım işimden ayrılmama sayılı günler kaldı. Bu süreçte değişik görevler aldım. Sistem Analisti olarak göreve başladım ardından Sistem Geliştirme Departmanı kurulmasıyla oraya geçtim. Sistem Geliştirme Uzmanı olarak bir süre görev yaptım. Bu departmanın dağılmasıyla AR-GE departmanı kuruldu ve orada AR-GE Uzmanı olarak görev aldım. AR-GE’nin de dağılmasıyla Raporlama Uzmanı oldum. Sancılı bir dönemin ardından, Allocation departmanına geçici bir süre ile Allocator oldum. 6 aya yakın bu görevde kaldıktan sonra Allocation Sistem Analisti oldum. Bu görev çok kısa sürdü ve Planlama Sistem Analisti görevine getirildim. Fakat bu da diğer görevler gibi ömrünü tükettikten sonra Karma Sistem Analisti oldum.

Görev değişikliklerini saydığımızda 7 farklı görevde bulunmuşum. Her ne kadar bu görevlerin ismi birbirine çok benzesede farklı departmanalara hizmet verdiğiniz için yaptığınız işler değişiyor. Görev değişiklileri boyunca, 5 farklı müdür ile çalışma fırsatım oldu. Her birinin gelişimimde farklı katkıları olmasına rağmen birkaç ismi zikretmeden geçemeyeceğim.

Serkan Ulukaya: Serkan Abi demek istiyorum çünkü kendisi bana gerçekten ağabeylik yapmıştır. İş konusunda boşa düştüğüm anlarda, yaptığı yönlendirmelerle boşluğu doldurmuş ve en çok yakındığım konulardan biri olan iş tatmininde büyük yardımları olmuştur. Kendisine idari olarak bağlanmam biraz daha öncelerde olsaydı belki çok daha güzel işler çıkarabilirdik. Kimbilir.

Uğur Tılıkoğlu: Kendisi ile geçmişte kesiştiğimiz noktaları keşfettiğimde kendisi ile aynı kafadan olduğumuzu zaten anlamıştım. Yaptığı ince espiriler ile zaten zekasını belli ediyordu. Bilgi İşlemde yazılımcı olan bu arkadaş, pratik zekası çok gelişmiş olup, canınız sıkıldığınızda sizi kısa zamanda kolayca güldürebilir.

Suat Çilingir: Dışardan baktığınızda çok ciddi görünmesine rağmen (ciddi kelimesi yanlış anlaşılmasın) aslında muhabbeti çok hoş bir insandır. Son zamanlarda daha çok çalışma fırsatımız olduğu için mutluyum. Çünkü Tema’da unutmayacağım insanlar arasında. (Sacit beni hatırlamadın mı?)

Cemil Yıldız: Tema tarihindeki gelmiş geçmiş en zeki insanlardan biri desem sanırım abartmış olmam. Gerek yazılım bilgisi, gerek istatistik gerekse de kreatif düşüncesi ile tam bir görev adamı. Onunla çalışmak gerçekten benim gelişimime çok katkısı olmuştur. Ama ne yazık ki benim acemi dönemime geldiği için kendisinden çok fazla faydalanamadım.

Yunus Emre Koç: Şirkete ilk geldiğimde karşı masamda oturan, ve kendisinin 30 yaşında olduğunu sandığım, fakat benden sadece 2 yaş büyük olduğunu öğrendiğim şahsiyet. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi kendisiyle. Aynı dönem askerlik yapacağız. Tertip.

Ökkeş Emin Balçiçek: Kendisi Tema’daki ilk öğretmenim olup, gelişimimde çok büyük katkıları vardır. SQL’i kendisinden öğrenmiş olup, boynuz gibi kulağı geçmeye çalışsam da başarılı olamamışımdır.

Not: Bu yazı 23.08.2010 tarihinde yazılmıştır. Ben askere gitmeden 2 hafta kadar önce. LC Waikiki’den eski ismi ile Tema’dan askerlik için ayrıldığım günlerde. Neden yayınlamamışım bilmiyorum. Belki sevdiğim kişileri doğru kelimelerle anlatamadığımı düşündüğüm içindir, belki ayrılacağım için mutsuzumdur, belki de askerlik psikolojisi ya da sadece unutmuşumdur. Hala LC Waikiki’de çalışıyorum 🙂 Bu yazıdan dolayı şirketten ayrıldığım düşünülmesin 🙂

İşe Nasıl Girdim? LC Waikiki Maceram

Çok çalışıyorum, çok yoruluyorum, öldüm, bittim gibi cümleler duymayacaksınız bu yazımda. Bu yazımda şu anda çalıştığım şirkete nasıl girdiğimin hikayesini bulacaksınız.

2007 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra önümde 2 yol vardı. 1 üniversitede kalarak akademisyen olmak, 2 iş hayatına girip çalışmak. Ben ikisini birden yapmayı tercih ettim. Hem yüksek lisans yapıyor hem de çalışıyordum. Tabi bu uzun sürmedi. Zaman geçtikçe işlerin temposundan dolayı okula gidemedim ve en sonunda da kaydımı sildiler 🙂

2007 yılı benim için dönüm noktası niteliğindedir. Yeni mezun olan bir kişinin öz güveni ile caka satmaktaydım. Şirketlerin benim için sıraya girdiğini düşünür ve acaba hangisini seçmem gerektiğini bulamazdım. İlk iş görüşmemde şefkat tokatını yanağımda biraz hissetmiştim ama bunu yine hayra yormuş ve “onların kaybettiğini” söylemiştim.

Günlerden bir gün üniversiteden bir arkadaşım bana LC Waikiki adlı firmada çalışmak isteyip istemediğimi sordu. “Peh” dedim. “Bu saatten sonra mağazalarda ürün mü satacağım” ya da “Üretim ile ilgilenmiyorum” gibi çok amatörce cevaplar verdim. Arkadaşım en azından bir iş görüşmesi ayarlayabileceğini söyledi. Ben, sırada bekleyen bu şirketi de görmeliyim diyerek görüşmeye gittim. Bir iş görüşmesinde yapılmaması gerekenler listesinde ilk 5 sıradaki her şeyi yaptım diyebilirim. Salaş bir kıyafet giydim, CV’mi bile yanıma almadım ve bunun gibi garip davranışlar. Altı üstü pantolon üreten bir firma ile görüşecektim. Ne gerek vardı? Sonunda tabi görüşmeye giremedim. Çünkü arkadaşım beni uyardı ve eve gidip biraz çalışıp gelmemi istedi.

Ben o kapıdan bir defa girmiştim ve adamların üretim yapmadığını görmüştüm. Koca binada bırak üretimi depo bile yoktu. Peki bu kadar adama bu binada ne yapıyorlardı? Sanırım bu şirketi biraz daha yakından tanımam gerekiyordu. Eve gittim. İnternette kısa bir araştırma yaptım. Güzel bir kuruluş hikayesi, yüksek cirolar, pazar liderliği… O anda bir aydınlanma yaşadım. Bir şirket bunları başarabiliyorsa, demek ki arkasında çok büyük bir mimari ve operasyon olmalıdır. (Arkadaşım bu aydınlanmayı yaşamak için internete mi girmen gerekiyordu?) Bir sonraki görüşmeyi 1 hafta sonraya ayarlamıştı arkadaşım. Sadece 1 hafta. Hemen hazırlıklara başladım (Tabi tabi) İş görüşmesinde kiminle karşılaşırsam karşılaşayım onu etkilemeliydim. İnternette etkili CV diye aratmaya başladım. İlham aldığım yerler oldu. Ve sonra şu CV’yi hazırladım. http://sabri.suyunu.com/CV/ Bu CV’yi ufak kişiye özel CD’lere yazdım. Sonunda görüşme günü geldi çattı. Kimle görüşeceğimi bilmiyordum ve sormak da aklıma gelmemişti. Analayacağınız amatörlük diz boyuydu 🙂 Zamanında gelmiştim ve çok kısa bir beklemenin ardındna görüşme yapılacak odaya girdim. Odada 2 kişi vardı. Biri açık tenli hafif yapılı, diğeri esmer ve zayıfçaydı. Sonrasında bir kişi daha geldi ve 3 kişi oldular. Şansıma görüştüğümüz odada projektör vardı ve CD’mi takıp kendimi anlatmaya başladım. Gayet rahat bir tavır sergiliyordum ta ki Lisans projemi açıp anlatmamı isteyinceye kadar. Şaşırdım ama şakınlığımı gizleyerek projeyi açıp anlatmaya başladım. Tam detaylandırmadan kapatacakken, “Exponential Smoothing nedir?” sorusu geldi. Haydaaa dedim ne oluyor. Anlattım. Konuyu kapatmaya çalışırken “Regresyon Nedir? Nasıl bir uygulama yaptın?” sorusu geldi. Teknik terimlerle anlattım ve karşılıklı modelleri tartışmaya başladık. 5-10 dakikanın ardından görüşmenin bitiş zamanı gelmişti. Herkesi selamladım ve arabaya binip eve geldim. 2 hafta sonra üniversiteye E-60 ile giderken telefonum çaldı. Açtım ve görüşmenin olumlu geçtiğini ve şu maaş ile kabul edersem önümüzdeki hafta başlayacağımı söylediler. Hemen kabul ettim. İkiletmedim. Hani sırada bir sürü şirket vardı? Hani herkes beni almak için bekliyordu? Hayırlısı dedim iç sesime.
05.11.2007 tarihinde Sistem Analisti olarak işe başlamıştım. İşe ilk başladığım günü hatırlıyorum. Çalıştığım ofis Bilgi İşlem departmanın içindeydi. Ofisin içindeki Bilgi İşlem yazısı o kadar afilli gelmişti ki hayallerim gerçek olmuştu.

İşe ilk başladığımda hala öz güvenim çok yüksekti. Her şeyi ben biliyordum ve şirketi kurtarmak için kollarımı sıvamıştım. Ama tavuğun bacağı hiç de öyle değildi. (ya da hindinin miydi) Her geçen gün şok üzerine şok yaşıyordum. “Adamlar yapmış abi“, “Vay be“, “Sisteme bak“, “Bu da mı gol değil” gibi tepkilerle her gün yeni bir şey öğreniyordum. Gün geçmiyordu ki yeni bir şey öğrenmeyeyim. Özellikle Tahmin konusunda kendimi uzman gören ben, tahminin sadece çok ufak bir kısmını bildiğimi görüyordum. Yöneticilerimin ve çalışma arkadaşlarımın hepsi ayrı bir derya idi, ne zaman bir şey sorsam cevap alıyor ve gelişimime katkı sağlıyorlardı.
Tam bir Dunning-Kruger Efect örneğiydim
Dunning Kruger

Bugün LC Waikiki‘ye başlayalı neredeyse 7 sene oldu. Yüzlerce insanı tanıdım, onlarca yönetici ile çalışma fırsatım oldu. Şu anda Türkiye’nin en donanımlı 9 kişiden oluşan Analitik ekibini yönetmekteyim. LC Waikiki bugün 20 ülkede 450’nin üzerinde mağazasıyla Türkiye’nin gururu olurken, 2023’te Avrupa’nın en başarılı üç giyim perakendecisinden biri olmayı hedefliyor. Ben bu hedefi başaracağımıza inanıyorum. Çünkü LC Waikiki çalışanlarına değer veriyor, çünkü LC Waikiki müşterisine değer veriyor, ülkesini seviyor, teknolojiyi kullanıyor, inovasyondan vazgeçmiyor.
LC Waikiki! Seni seviyorum 🙂

Not: İş görüşmesindeki kişilerin kim olduğunu işe girince öğrendim. Biri Genel Müdür Yardımcısı, diğer ikisi Sistem Geliştirme Yöneticisi. Bu bilgiyi görüşme öncesinde bilseydim o kadar rahat olamazdım sanırım 🙂 Değerli Eski Yöneticilerim Osman Bey, Serkan Bey ve Cemil Bey’e selamlarımı iletiyorum. İyi ki beni işe almışsınız, iyi ki bu ailedeyim.

Google Analytics sonuçları ve Beni nereden buluyorlar?

Son günlerde blog üzerinden gelen soruların artması üzerine (ki bu beni çok mutlu ediyor ve elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum) google analytics sonuçlarını incelemeye karar verdim. Acaba hangi google sorgularından web site trafiği alıyorum diye. İlk 3 sıra beni şaşırtmadı.

1- iş zekası uzmanı ne yapar
2- iş zekası uzmanı
3- iş analisti

Yine ilk 10 sırada bulunan “agresif paten satın al” sorgulaması eskiden yazdığım bir yazının hala hit aldığını gösteriyordu.

Sorgulamadan bahsetmişken geçen gün başıma ilginç bir olay geldi. Dişlerimde meydana gelen bir problem için dişçime gitmiştim. Kendisi tedavi sırasında “Senden başka Sabri Suyunu var mı” diye sordu. Ben de şu anda dünya üzerindeki tek Sabri Suyunu olduğumu söyledim. Bunun üzerine kendisi geçtiğimiz günlerde Ilgaz’a gittiğini ve Ilgaz’da ne yemek yesek diye internette aratırken benim blogumu bulduğunu ve bu sayede Yeşil Ilgaz Pide Salonunda yemek yedeğini söyledi. Dünya küçük beyler ve bayanlar 🙂 “Ilgaz da ne yenir” sorgulaması da listemize 10. sıradan giriş yapıyor.

Şimdi gelelim şaşırtan sorgulara:
1- Kaburgamın üstüne düştüm
2- askerdeyken bayram
3- aşçılık mülakat soruları
4- diyarbakır’da sportive mağazası varmı?
5- elsi waikiki giden kendi otobüs saatler
6- halfi life sabri
7- kezban isimli doğum günü pastası
8- ördek suyu uzmani
9- şafak cart curt

Blog çiçek gibi. İlgi gösterince büyüyor, ilginizi kesince hemen soluveriyor.

Önümüzdeki yazılarda sunumumun kalan kısmını ve bu vesile ile Endüstri Mühendisliği iş imkanlarını ve aynı zamanda LC Waikiki’de iş imkanlarından bahsetme fırsatım olacak. Bunun yanında iş tanımlarına girmeye çalışacağım.
Tüm sorularınız için iletişim bölümünü kullanabilirsiniz.
Görüşmek üzere.

Ördek – Pancu ve Endüstri Mühendisliği – Bölüm 1

Bir önceki yazımda İTÜ’de yaptığım konuşmadan bahsetmiştim. Her ne kadar sunum istediğim gibi gitmemiş olsa da, yaptığım sunumun içeriği ilgisi olan kişiler için etkileyici ve öğreticiydi.
Tek yazıda hepsini paylaşmak isterdim ama “Sektörde Endüstri Mühendisliği Uygulamaları” kısmını bir cümle ile geçmek istemiyorum. Elimden geldiğince bu kısmı ayrı ayrı yazılarda anlatmak istiyorum. Amacım Endüstri Mühendisliği bölümünü seçecek, Endüstri Mühendisliği okuyan ve mezun olan kişilere yapacakları iş hakkında biraz bilgi vermektir.

İlginç isimli sunumum giriş slaydı.
Slayt1

Sunumun ajandası aşağıdaki gibi.
Slayt2

Beni ve bizi tanıdığınızı düşünüyorum. Tanımayanlar için kısaca bahsedeyim o zaman.
1984 yılında İstanbul’da doğdum. Fatih Üniversitesi, Endüstri Mühendisliğinden mezun oldum. Endüstri Yüksek Mühendisi olmak için okumaya başlamış olsam da, iş hayatının tatlı gelmesinden dolayı yüksek lisansı bitiremedim. 2007 yılında LC Waikiki’ye Sistem Analisti olarak işe başladım. Ve hala LC Waikiki’de çalışıyorum. İşe girmem de, Lisans Tez çalışmamın büyük etkisi olmuştur. Buradan Tez hocam Prof. Ahmet Bolat Bey’e de teşekkürlerimi iletiyorum. İşe giriş hikayemi de bir yazımda detaylı olarak anlatmaya çalışırım.

6 senelik LC Waikiki kariyerimde bulunduğum pozisyonlar:
Slayt5

Peki biz kimiz. Biz “İş Analitiği ve İş Geliştirme Departmanı”yız. Türkiye’nin en büyük analitik ekibi. Şu anda 7 kişiyiz ama sene sonuna kadar 10 kişi olacağız (inşallah). Yaptığımız işler dünya standartındadır. Türkiye’de bir benzerini bulamazsınız. Zor işler başarırız ve şirketimizi 2023 vizyonu için hedefe ulaştırmak için çabalarız. İşi Eğlenceli hale getiririz. Osman Bey’in deyimiyle Solution Center’ız. Siz probleminizi söyleyin biz çözelim tadındayız. Sonuç olarak LC Waikiki’deki AR-GE departmanıyız. Optimizasyon, YönEylem Araştırması, Matematiksel Modelleme, Simülasyon, Algoritma gibi kelimeleri çok kullanırız. Çünkü bizim işimiz budur 🙂

ekip_nerf

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazımda Sunumun ikinci kısmı olan Endüstri Mühendisliği nedir, ne iş yapar, nerelerde çalışır kısmına değinmeye çalışacağım. Ördek, Pancu ve Endüstri Mühendisliği arasındaki ilişkiye yer vereceğiz. MacGyver’a selam edeceğiz. Sorularınızı iletişim bölümünden bana ulaştırabilirsiniz.