Ördek – Pancu ve Endüstri Mühendisliği – Bölüm 1

Bir önceki yazımda İTÜ’de yaptığım konuşmadan bahsetmiştim. Her ne kadar sunum istediğim gibi gitmemiş olsa da, yaptığım sunumun içeriği ilgisi olan kişiler için etkileyici ve öğreticiydi.
Tek yazıda hepsini paylaşmak isterdim ama “Sektörde Endüstri Mühendisliği Uygulamaları” kısmını bir cümle ile geçmek istemiyorum. Elimden geldiğince bu kısmı ayrı ayrı yazılarda anlatmak istiyorum. Amacım Endüstri Mühendisliği bölümünü seçecek, Endüstri Mühendisliği okuyan ve mezun olan kişilere yapacakları iş hakkında biraz bilgi vermektir.

İlginç isimli sunumum giriş slaydı.
Slayt1

Sunumun ajandası aşağıdaki gibi.
Slayt2

Beni ve bizi tanıdığınızı düşünüyorum. Tanımayanlar için kısaca bahsedeyim o zaman.
1984 yılında İstanbul’da doğdum. Fatih Üniversitesi, Endüstri Mühendisliğinden mezun oldum. Endüstri Yüksek Mühendisi olmak için okumaya başlamış olsam da, iş hayatının tatlı gelmesinden dolayı yüksek lisansı bitiremedim. 2007 yılında LC Waikiki’ye Sistem Analisti olarak işe başladım. Ve hala LC Waikiki’de çalışıyorum. İşe girmem de, Lisans Tez çalışmamın büyük etkisi olmuştur. Buradan Tez hocam Prof. Ahmet Bolat Bey’e de teşekkürlerimi iletiyorum. İşe giriş hikayemi de bir yazımda detaylı olarak anlatmaya çalışırım.

6 senelik LC Waikiki kariyerimde bulunduğum pozisyonlar:
Slayt5

Peki biz kimiz. Biz “İş Analitiği ve İş Geliştirme Departmanı”yız. Türkiye’nin en büyük analitik ekibi. Şu anda 7 kişiyiz ama sene sonuna kadar 10 kişi olacağız (inşallah). Yaptığımız işler dünya standartındadır. Türkiye’de bir benzerini bulamazsınız. Zor işler başarırız ve şirketimizi 2023 vizyonu için hedefe ulaştırmak için çabalarız. İşi Eğlenceli hale getiririz. Osman Bey’in deyimiyle Solution Center’ız. Siz probleminizi söyleyin biz çözelim tadındayız. Sonuç olarak LC Waikiki’deki AR-GE departmanıyız. Optimizasyon, YönEylem Araştırması, Matematiksel Modelleme, Simülasyon, Algoritma gibi kelimeleri çok kullanırız. Çünkü bizim işimiz budur 🙂

ekip_nerf

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazımda Sunumun ikinci kısmı olan Endüstri Mühendisliği nedir, ne iş yapar, nerelerde çalışır kısmına değinmeye çalışacağım. Ördek, Pancu ve Endüstri Mühendisliği arasındaki ilişkiye yer vereceğiz. MacGyver’a selam edeceğiz. Sorularınızı iletişim bölümünden bana ulaştırabilirsiniz.

İş Geliştirme ve İş Analitiği Uzmanı

-Merhaba Müdür naber?
-Daha müdür olamadım. Ama Allah’dan ümit kesilmez. İyidir ya senden naber?
-Napalım işte bizde koşturmaca. Nasıl gidiyor sizin İş Zekası ve Analitiği?
-Ya abi bizim departman değişti yine.
-Yok artık. Sizin departmanın değişme hızına ulaşsam çoktan izafiyet teoremini açıklamıştım.
-Saçmalıyorsun biliyorsun di mi? %&@?
-Şaka yapıyorum ya alınma hemen. Ne oldunuz la şimdi?
-İş Geliştirme ve İş Analitiği Uzmanı
-Oh valla çok sevindim.
-Neden ki?
-Bundan sonra bir daha değişmez çünkü hesaplarıma göre tüm iş karışım kombinasyonlarını tamamlamışsınız. Ehiheihe
-Bi gelsene buraya!
-Hehehehe. Müdür olsan bari ya la. Ehehehe
-………… (Pat Küt Güm)
-…………

İş geliştirme, iş analisti, teknik analist ne demek?

Markasizsiniz.com adlı sitede yayınlanmış güzel bir yazı.
Yazının yayınlandığı adres : http://www.markasizsiniz.com/2009/04/is-gelistirme-is-analisti-teknik-analist-ne-demek/

Bazı anahtar kelimeler ve cümlelerle o kadar çok ziyaretçi geliyor ki Marka Sizsiniz’e! Bazı sorulara dilim döndüğünce cevap vermek boynumun borcu oldu. Başlıktaki departman ve ünvanları birlikte ele alarak ve kendi iş yaşamımdan örnekler vererek konuyu aktarmaya çalışacağım.

1999 yılında iş ararken insan kaynakları gazetelerinde, İngilizce verilen iki ilan dikkatimi çekerdi. Çok da anlayamadığım ve ilanlarda frima adı da bulunmadığı için bu pozisyonlar benim için daha da özenilir, gizemli bir hal almıştı. İngilizce ifadesi ile “business analyst” ve “system analyst”. “Vay be, bu pozisyonlarda çalışmak benim için hayal” diyordum. Üzerinden iki-üç ay geçmişti ki bir danışmanlık firması görüşmemizden hemen sonra “size İktisat Bankası’nda iş analistliği teklif ediyoruz” deyince ben çaktırmadan havalara zıplamıştım “Vay be, düşündüklerim dua yerine geçti her halde” diye. O günden sonra iş yaşamım harika bir şekilde ilerledi zaten. Neyse konuya dönelim.

Bu iki işin de bağlı bulunduğu departmanlar genelde Bilgi İşlem oluyor. Bildiğiniz gibi teknik geliştirme gereken tüm projeler de bu departmandan geçiyor. Fakat öyle bir süreci var ki, bir adımını atladığınız ya da önemsemediğiniz zaman büyük hatalara yol açabiliyor. Kısaca, bir proje ilgili tüm departmanlar tarafından takip edilir. Bu nedenle proje ekibinde bir çok kişi vardır aslında. Ve tabi ki proje bir kişinin liderliğinde başlar ve biter. Burada asıl önemli ve ilk yoğun analiz çalışmasını “iş analisti” ya da “ürün analisti” ve hatta “süreç analisti” diyebileceğimiz kişiler yapar. Tüm ihtiyaçların belirlenmesi ve analiz dokümanı olarak onaya sunulması için analist arkadaş-lar uzun toplantılar yapar ve gerekli tüm bilgileri toplar. Süreçteki en ufak ayrıntı ve yazılımın iş akışı bu dökümanda ortaya çıkmıştır aslında ama daha çok düz yazı ve diyagramlar şeklinde olur. Şimdilerde “Rational Rose” gibi “object oriented” mantıklı analiz uygulamaları kullanılıyor bildiğim. Bu da yazılımcıya bir çeşit teknik analizi de sunmuş oluyor. Bu dökümanda yazılanlar tüm proje ekibi tarafından onaylanmış olmalıdır. Yoksa “aaa ben böyle istememiştim” diyenler çıkabilir. Yeni istek geldiğinde çıkış tarihini ötelemek için referans dökümanı yerine geçer.

Teknik analistler ise bu dökümanda yazılanları, yazılımcılarla birlikte değerlendirerek en uygun sistem mimarisini ortaya çıkarır. Tüm “if-else” mantığı aslında bu aşamada ortaya çıkar.

Her iki analizi birlikte hazırlamaya çalışan analistler de vardır. İktisat Bankası internet bankacılığı projesinde öyle yaptık, çok da güzel idi. Yazılımcıya bir çeşit sadece kodu yazmak düşer. Yoğurda siyah derseniz, yazılımcı yoğurdu siyah yazar, bu çok normaldir. Biraz uç örnek oldu ama yazılımcılar da o süreci kadar çok öğrenirler ki iş analizindeki bir çok hatayı keşfederek analiste geri gönderebilirler.

Az buz bir işten bahsetmiyorum bir kullanıcı ekranının tasarımından, alanların özelliklerinden, hata mesajlarına ve performans-rapor kriterlerine kadar her şey bu dökümanlarda yazmalıdır. Bu dökümanlar sürekli arşivlenir, saklanır ve güncelleme gerektiğinde bu dökümanlar incelenir. Emin olun yazılımcılar da analistler de bir uygulamanın nasıl çalıştığını unutmuş olabilir.

İktisat Bankası’nda da, Turkcell’de de bilgi işlemde analist olarak çalıştım. Bankada internet ve mobil bankacılık uygulamalarını analiz ederken hem iş hem de teknik analist gibi çalıştım. Aslında belirli bir proje lideri yok ise projeyi “lead” eden kişi de analistler oluyor. Çünkü konuya en hakim kişiler onlar. Turkcell’de de bu şekilde devam ediyordu fakat Turkcell bir süre sonra “Servis ve Ürün Geliştirme” adında Genel Müdürlük binasında yer alan geniş bir departman oluşturdu. Aklınıza gelebilecek tüm projeler bu departmandan geçiyordu ve daha çok iş ve ürün analisti ünvanlı kişiler çalışıyordu. Teknik analistler ise yine yazılımcılara yakın noktada, yani bilgi işlem de devam ettiler. “Service&Product Development” departmanın en önemli amacı “business” departmanlarına yakın olmak ve ihtiyaçları daha yakından ve hızlı bir şekilde ele alabilmek idi. 2005 Temmuz başında ayrıldığımda bini aşkın proje talebi vardı ve bilgi işlem “hayır, olamaz” diyordu haklı olarak. Her şey müşteri memnuniyeti için doğru ama realiteyi de görmek gerek.

İki büyük kurumsal firmadan ve süreçleri yönetme konusunda çok hassas insanlardan bahsediyorum. Ama gelin görün ki iş geliştirme, iş analisti, ürün analisti, ar-ge departmanı ifadelerine hala bir çok şirket, özlelikle KOBİ’ler çok yabancı. Analiz yazmayı, proje yönetimi süreçlerine uymayı zaman ve para kaybı olarak görüyorlar. Yılların tembelliği ve boş vermişliğinden sonra “eyvah, tüm bunları nasıl düzelteceğiz” diyerek danışmanlık firmalarına çok daha fazla para ve zaman harcıyorlar. Doğru, pazarda hızlı olmak gerek ama bunun da bir dengesi olmalıdır, değil mi?

İş analisti, adı üzerinde analitik düşünmek zorunda. Her konuyu, her süreci, her detayı ayrı ayrı ele alarak ve bağlantılarını, etkilerini de düşünerek bu işi yapmak zorunda. En iyi analizde dahi hatalar olacaktır. Bir de yazılımda oluşabilecek hataları düşünün. Test ve production test aşamalarında da hatalar görülerek telafi edilmemişse o ürün, o uygulama pazarda patlar. Genel Müdür veya Yönetim Kurulu ile toplantıya hazır olun.

Küçük, büyük tüm şirket patronlarına sesleniyorum. Hemen her işinizi, probleminizi lütfen projelendirin. Ve bu süreci adım adım çalışanlarınıza öğretin. Ve ölçün, raporlayın. Ölçemediğiniz işe hakim olamazsınız.

Saygılarımla.
Kaynak: Markasizsiniz.com