İş Zekası Hakkında Bir Soru

Mail yoluyla bir okuyucumun sorduğu soruya cevap vermesi için mesai arkadaşlarımdan, Kıdemli İş Zekası Uzmanı Can Tüfekci’den yardım istedim. Kendisi beni kırmadı ve okuyucumun sorusunu cevapladı. Can Bey’e cevabı için çok teşekkür ediyorum. Aşağıda soru ve cevabı bulabilirsiniz.

Merhabalar Sabri Bey,
Ben kendimi iş zekası alanında geliştiriyorum. Ve şuana kadarda büyük aşamalar kat ettiğimi düşünüyorum. Şuan için küçük ve orta düzeyde bir şirketin T-SQL,SSIS VE SSRS işlerinin üstesinden gelebilecek bir konumdayım. Fakat bir konuda siz uzmanların yardımına ihtiyacım var. Ben iş zekası ile Microsoft’un erp sistemini harmanlayıp daha büyük işlere atılmak istiyorum. İş zekası uzmanı olmak için önerileriniz nelerdir? Microsoft Dynamic Axapta’nın gelecek vaat eden iş zekası kolu var mı?
Aldığım Eğitimler:(SQL-SERVER VE ORACLE VERİTABANI PROGRAMLAMA-VERİTABANI VERİ YÖNETİCİLİĞİ)
Tarık C.

Merhaba T. Bey,
Dynamic Axapta bir uygulama, iş zekası ise veri operasyonlarının doğru, sürdürülebilir ve en optimum şekilde yönetilmesine destek veren bir süreçtir. ERP yazılımları genel prensip itibariyle kapalı kutulardır. Kendilerine ait blackbox ları vardır. Ve veriler buralarda tutulur. İş zekası operasyonu işte tam bu noktada başlar. Blackboxlardan SSIS paketleri ile verileri alır, uygun veriambarına taşınır. Dolayısıyla Axaptanın iş zekasına uzanan kendi içerisinde bir kolu olacağını pek düşünmüyorum.
Genel olarak bir kaç tavsiyelerde bulunabilirim. Eğer SQL-SSRS ve SSIS konularında kendinizi geliştirdiyseniz, bundan sonraki aşamada
– SSAS( Multi-Dimensional ve Tabular Model)
– MDX , DAX
– Veri ambarı modellemesi konularında uzmanlaşmanızı öneririm.

Bir iş zekası uzmanının yetkinliği, kaç farklı veriambarı projesinde görev aldığı ile net olarak doğru orantılıdır.
Bunun yanısıra eğer sadece Microsoft İş zekası sistemlerinde uzmanlık kazanmak istiyorsanız, sektörde kendinizi farklılaştırmak için bellek içi teknolojilere odaklanmanızı öneririm. Örneğin In-Memory çalışan Tabular Model Sistemler. Akabinde bunların sunum katmanı olan PowerBI sistemlerine odaklanmanız faydalı olabilir.

Eğer vizyonu biraz daha geniş tutarak farklı teknolojiler ile ilgilenmeyi düşünürseniz , Şuan büyük teknoloji devlerinin himayesine girmeyerek Enterprise BI çözümlerinde bu alanda tek olan Microstrategy I öneririm. Adı üstünde Enterprise BI olarak konumlandığı için kendi içerisinde Veri aktarım ve transformasyon katmanları, Küp katmanları, Raporlama ve Dashboard katmanları bulunmaktadır. Geleceğe dönük ciddi yatırımları var.

Umarım faydalı olmuştur. Kariyer ve meslek hayatınızda başarılar.
Can T.

Kullanıcı, Yazılım Uzmanı, İş Analisti, İş Zekası Uzmanı ve İş Analitiği Uzmanı

Son zamanlarda popüler olan ve önümüzdeki 5 yıl daha bu popülerliğini devam ettirecek olan meslekler var. 2012’nin Gözde Meslekleri adlı yazımda popüler olan Veri Madenciliği Uzmanı ve İş analisti 2014 yılında popülerliğini devam ettiriyor. Bunlara ek olarak Türkiye’de son dönemde öne çıkan İş Zekası Uzmanlığı da ön sıralarda yerini almış durumda. Daha önceki birkaç yazımda bu mesleklerin ne iş yaptığını yazmaya çalışmıştım. (1, 2, 3) Bugünkü yazımda size bu mesleklerin ne iş yaptığını farklı bir bakış açısından anlatmaya çalışacağım.

son_kullanici

Bu arkadaşımızın adı Son Kullanıcı (End-User) Kendisi herhangi bir şirkette bir paket programı kullanarak işlerini halletmektedir. Bu bir yazılım programı (SAS, Oracle Retail, LOGO, Netsis, Link, vs.) olabileceği gibi şirketlerin kendi in-house yazdıkları yazılımlarda olabilir. (bknz. LC Waikiki) Muhasebe, İnsan Kaynakları, Planlama, Lojistik vb. süreçlerde çalışmaktadır. Çalıştığı süreçle ilgili olan program modülüne girmekte ve işlerini yapmaktadır.

yazilim_uzmani

Bu arkadaşımızın adı BT Yazılım Uzmanı (IT Software Developer) Bu örneğimizde, kendisi herhangi bir şirkette bir yazılım paketini geliştirmekten sorumludur. Özellikle açık kaynak kodlu yazılım kullanan ve kendi yazılımını kendi yapan şirketlerde bolca bulunur. Asosyal oldukları ve eğlenmeyi bilmediklerine dair söylentiler vardır. Bunların tam aksine hem çok eğlenceli hem de çok sosyal insanlardır.
Son Kullanıcı ve BT Yazılım Uzmanı iş dışında çok iyi arkadaş olmalarına rağmen, konu iş olduğunda hiç çekilmez olurlar. Birinin beyaz dediğine diğer siyah der. İkisi de birbirlerinin işinin çok kolay olduğunu söyler durur.
Son Kullanıcı: Yazılım Uzmanı ne yapıyor ki? Akşama kadar internete girip, yarım saatte bir düğme ekliyorlar. Word’de yazı yazmak ile yaptıkları iş arasında ne fark var ki allasen? Bir günlük işi Bir hafta demiyorlar mı? Full yatış!
BT Yazılım Uzmanı: Adamların hem ekranlarını yap, hem sistemlerini hem yaptıkları işi bil, sonra bıdı bıdı konuşsunlar. Bu kadar ekran, alt yapı olduktan sonra onların işini ben de yaparım. O ekranları paintte yapmıyoruz biz.

yazilimci_kullanici

Bu iki arkadaş yüz yıllardır bir birleri ile anlaşamamışlardır. Şirkette her iki departmanda farklı katlarda bulunmasının nedeni de birbirlerine ulaşamaması içindir. Hatta ve hatta çoğu BT departmanın kapısında kartlı giriş sistemi vardır. Her ne kadar karizmatik görünsün diye yapılmış olduğu düşünülse de asıl sebebi Son Kullanıcı adlı kişilerin içeri girmesinin engellenmesidir.

is_analisti

Bu savaşa bir dur demek, iki tarafın arasında elçi görevi görmek, dekoderlik yapmak için yeni bir pozisyon oluşturulmuştur. Bu savaşı bitiren beyaz atlı şövalyemiz, İş Analistidir. Kendisi, arada kalmışların kahramanı, hem fakirliği hem zenginliği görmüş, BT Yazılım Uzmanının çekilmez hareketlerini, Son Kullanıcın kaprislerini yaşamış sindirmiş ve benimsemiştir. Hem BT’deki hem Son Kullanıcıdaki düşünme yetisine sahiptir. Değişik bir karakterdir İş Analisti. Bu arkadaşımız iletişim gücü yüksek ve analitik yönü gelişmiştir. Yani resmin tamamını görebilen ve gelecekteki ihtiyaçları tahmin edebilen bir yapıdadır. Pratik zekası yüksek, matematik ile arası da iyidir hani. Yazmayı seven, öğrenmeyi seven, düşündüklerini rahat anlatabilen biridir kerata.

yazilimci_kullanici_is_analisti

Kullanıcılarla, yazılım uzmanlarının arasını düzelttik. Artık çok iyi bir şekilde anlaşabiliyorlar. Kullanıcı istiyor, yazılım uzmanı hallediyor. Fakat Kullanıcının dertleri bitmiyor. Ekranlara birçok bilginin gelmesini istiyor. Her şey ekranda olsun, bütün verileri ekrana basalım diyorlar. Yazılım Uzmanları da rahat durmuyor bu arada. İş analistinden gelen analizlerdeki verileri bulabilecekleri veri altyapının olmadığından dert yanıyorlar. İlişkisel veri tabanları iyi hoş da, datamartlar, warehouse sistemleri yok ki özetlenmiş veriden yapalım bazı sistemleri.

is_zekasi

İşte karşınızda ikinci beyaz atlı prensimiz. İş Zekası Uzmanı. Bu arkadaşımız Türkiye’ye yakın zamanda geldi. Yurtdışında doğdu. Gerçi doğum tarihine baktığımızda çok genç olduğunu görmekteyiz.
Daha önce yazdığım yazıda iş zekası hakkındaki şu satılar çok manidardır. “Rekabet dünyasında, çalışanların ve yöneticilerin daha verimli işlere zaman ayırabilmesini sağlayan sistemlerdir. Türkiye henüz olayın ehemmiyetini kavrayamamış olsa da personelin ve zamanın tasarruflu kullanılmaması sonucu elde edilen zararları azaltmaya yönelik raporlama, analizleme, görüntüleme, geliştirme konularında yardımcı olurlar.”
Görevleri ikiye ayrılmaktadır; BT’ye hizmet edenler, kullanıcıya hizmet edenler.
BT’ye hizmet edenler, Veriambarları ve OLAP alt yapılarını oluştururlar. Mimarlara benzerler. Eğer doğru yapıları kurmazlarsa verimsiz sistemler inşa ederler. Türk Müteahhit olarak da düşünebilirsiniz. Kullanıcıya hizmet edenler, veriyi süreçlerin daha verimli olması için geliştirme amaçlı kullananlardır. Yani kullanıcıların raporlama ihtiyaçlarını karşılarlar. Konu hakkında iş bilgisine sahiptirler ve bu bilgi ile teknik bilgiyi harmanlayıp, kullanıcılara sunarlar. Hem alt yapı hem, rapor hem de iş bilgisine sahip oldukları için zor bulunur hint kumaşları gibidirler. Bir iş zekası uzmanının yetişmesi seneler almaktadır.

yazilimci_kullanici_is_analisti_is_zekasi

Ve işte son kahramanımız geliyor. Biliyorsunuz, konserlerde en son sırada en iyi şarkıcılar çıkar. Bizim kahramanımızda en iyi olduğu iddiasındadır. Hem beyaz hem de unicorn bir ata binmektedir. (Unicorn zaten tek boynuzlu efsanevi at demektir. Bir daha at yazmana gerek yoktu)

is_analitigi

Analitik kelimesinin bir kaç anlamı bulunmaktadır. İlk anlamı, parça ile bütün arasındaki ilişkiyi çözmek ve özüne inmektir. Diğer anlamı ise verinin içindeki anlamlı deseni keşfetme sanatıdır.
Peki İş analitiği nedir?
Deloitte’ye göre; İş Analitiği, veri yönetimi ve ticari bilgi ve performans raporlaması (BI) gibi temel konuların yanı sıra tahminsel modelleme, optimizasyon ve simülasyon gibi sofistike konuları kapsamaktadır. Somut verilere ve bilgiye dayalı bir şekilde karar verilebilmesini sağlayan İş Analitiği, firmanızın performansını detaylı bir şekilde anlamanızı ve geleceğe yönelik neler yapılabileceğini belirlemenizi sağlayarak rekabet avantajı elde etmenize yardımcı olacaktır.
İş Analitiği, en uygun yöntem biliminden yola çıkarak son teknolojileri kullanan akıllı sistemler kurarak, iş süreçlerini en etkin ve en verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bunu yaparken, Optimizasyon, simülasyon gibi mühendislik çözümlerini kullanırken, veri analitiği ve veri madenciliği kullanarak verinin içindeki anlamlı deseni keşfetmektedir. Sektör hakkındaki bilgi ve tecrübesi sayesinde entegre ve iş hedeflerine uygun çözümler üretmektedirler.
Ve işte bulmacamızın son parçası da eklendiğine göre yazımızı da bitirebiliriz.

İş Tanımları

Tüm sorularınızı İletişim linkine tıklayarak tarafıma ulaştırabilirsiniz. Kalın sağlıcakla.

Google Analytics sonuçları ve Beni nereden buluyorlar?

Son günlerde blog üzerinden gelen soruların artması üzerine (ki bu beni çok mutlu ediyor ve elimden geldiğince cevaplamaya çalışıyorum) google analytics sonuçlarını incelemeye karar verdim. Acaba hangi google sorgularından web site trafiği alıyorum diye. İlk 3 sıra beni şaşırtmadı.

1- iş zekası uzmanı ne yapar
2- iş zekası uzmanı
3- iş analisti

Yine ilk 10 sırada bulunan “agresif paten satın al” sorgulaması eskiden yazdığım bir yazının hala hit aldığını gösteriyordu.

Sorgulamadan bahsetmişken geçen gün başıma ilginç bir olay geldi. Dişlerimde meydana gelen bir problem için dişçime gitmiştim. Kendisi tedavi sırasında “Senden başka Sabri Suyunu var mı” diye sordu. Ben de şu anda dünya üzerindeki tek Sabri Suyunu olduğumu söyledim. Bunun üzerine kendisi geçtiğimiz günlerde Ilgaz’a gittiğini ve Ilgaz’da ne yemek yesek diye internette aratırken benim blogumu bulduğunu ve bu sayede Yeşil Ilgaz Pide Salonunda yemek yedeğini söyledi. Dünya küçük beyler ve bayanlar 🙂 “Ilgaz da ne yenir” sorgulaması da listemize 10. sıradan giriş yapıyor.

Şimdi gelelim şaşırtan sorgulara:
1- Kaburgamın üstüne düştüm
2- askerdeyken bayram
3- aşçılık mülakat soruları
4- diyarbakır’da sportive mağazası varmı?
5- elsi waikiki giden kendi otobüs saatler
6- halfi life sabri
7- kezban isimli doğum günü pastası
8- ördek suyu uzmani
9- şafak cart curt

Blog çiçek gibi. İlgi gösterince büyüyor, ilginizi kesince hemen soluveriyor.

Önümüzdeki yazılarda sunumumun kalan kısmını ve bu vesile ile Endüstri Mühendisliği iş imkanlarını ve aynı zamanda LC Waikiki’de iş imkanlarından bahsetme fırsatım olacak. Bunun yanında iş tanımlarına girmeye çalışacağım.
Tüm sorularınız için iletişim bölümünü kullanabilirsiniz.
Görüşmek üzere.

Ördek – Pancu ve Endüstri Mühendisliği – Bölüm 1

Bir önceki yazımda İTÜ’de yaptığım konuşmadan bahsetmiştim. Her ne kadar sunum istediğim gibi gitmemiş olsa da, yaptığım sunumun içeriği ilgisi olan kişiler için etkileyici ve öğreticiydi.
Tek yazıda hepsini paylaşmak isterdim ama “Sektörde Endüstri Mühendisliği Uygulamaları” kısmını bir cümle ile geçmek istemiyorum. Elimden geldiğince bu kısmı ayrı ayrı yazılarda anlatmak istiyorum. Amacım Endüstri Mühendisliği bölümünü seçecek, Endüstri Mühendisliği okuyan ve mezun olan kişilere yapacakları iş hakkında biraz bilgi vermektir.

İlginç isimli sunumum giriş slaydı.
Slayt1

Sunumun ajandası aşağıdaki gibi.
Slayt2

Beni ve bizi tanıdığınızı düşünüyorum. Tanımayanlar için kısaca bahsedeyim o zaman.
1984 yılında İstanbul’da doğdum. Fatih Üniversitesi, Endüstri Mühendisliğinden mezun oldum. Endüstri Yüksek Mühendisi olmak için okumaya başlamış olsam da, iş hayatının tatlı gelmesinden dolayı yüksek lisansı bitiremedim. 2007 yılında LC Waikiki’ye Sistem Analisti olarak işe başladım. Ve hala LC Waikiki’de çalışıyorum. İşe girmem de, Lisans Tez çalışmamın büyük etkisi olmuştur. Buradan Tez hocam Prof. Ahmet Bolat Bey’e de teşekkürlerimi iletiyorum. İşe giriş hikayemi de bir yazımda detaylı olarak anlatmaya çalışırım.

6 senelik LC Waikiki kariyerimde bulunduğum pozisyonlar:
Slayt5

Peki biz kimiz. Biz “İş Analitiği ve İş Geliştirme Departmanı”yız. Türkiye’nin en büyük analitik ekibi. Şu anda 7 kişiyiz ama sene sonuna kadar 10 kişi olacağız (inşallah). Yaptığımız işler dünya standartındadır. Türkiye’de bir benzerini bulamazsınız. Zor işler başarırız ve şirketimizi 2023 vizyonu için hedefe ulaştırmak için çabalarız. İşi Eğlenceli hale getiririz. Osman Bey’in deyimiyle Solution Center’ız. Siz probleminizi söyleyin biz çözelim tadındayız. Sonuç olarak LC Waikiki’deki AR-GE departmanıyız. Optimizasyon, YönEylem Araştırması, Matematiksel Modelleme, Simülasyon, Algoritma gibi kelimeleri çok kullanırız. Çünkü bizim işimiz budur 🙂

ekip_nerf

Şimdilik bu kadar. Bir sonraki yazımda Sunumun ikinci kısmı olan Endüstri Mühendisliği nedir, ne iş yapar, nerelerde çalışır kısmına değinmeye çalışacağım. Ördek, Pancu ve Endüstri Mühendisliği arasındaki ilişkiye yer vereceğiz. MacGyver’a selam edeceğiz. Sorularınızı iletişim bölümünden bana ulaştırabilirsiniz.

İTÜ – EMT ve Hayal Kırıklığı

30 Haziran 2013 Pazar günü İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) Endüstri Mühendisliği Topluluğu’nun (EMT) kongresine şirket olarak sponsor olduk. Sponsor olduğumuz için kongrede 1.5 saatlik (45 dakika + 45 dakika) iki farklı konuşma yapmamıza imkan sağladılar. Öğrencilerle bir arada olmayı, onlara tecrübelerimden bahsetmeyi hep çok sevmişimdir. Siz buna ister üniversite hayatını özlüyor deyin isterseniz de öğretme güdüsü depreşiyor deyin hiç fark etmez. Sonuç olarak tekrar üniversitede olmak gerçekten çok büyük bir mutluluk benim için.

Her şey 1 ay önce, iki öğrencinin şirketimize sponsorluk için gelmesiyle başladı. Şirketimiz sektörde hızla büyürken, üniversitelerle de bağlantısını kuvvetlendirmeye çalışıyor. Bunun en büyük örneği, 24 Haziran 2013 tarihinde Bilkent Üniversitesinde yapılan “Seventh Annual Workshop on Supply Chain and Logistics” zirvesinde konuşmacı olarak katılmamızdı. Farklı üniversitelerden Öğretim Üyeleriyle tanışma fırsatı bulduğumuz bu organizasyonda, sektörde bilimsel alana yatırım yapan firmaları da görmek bizi mutlu etti. Fakat İTÜ’deki kongre hiç beklemediğim gibi oldu.

Daha önce Eskişehir OsmanGazi Üniversitesi’nde (ESOGÜ) Matematik ve Bilgisayar Kulübünün (MBK) organize ettiği “Sektörde Matematik 2011” (buradan ve buradan okuyabilirsiniz) organizasyonu benim için bir ilkti. Bu iki organizasyonu kıyasladığımda ESOGÜ MBK’nın ne kadar harika bir organizasyon olduğunu çok daha iyi anlıyorum. Bu yazımda bu iki organizasyonu kıyaslayacağım ve İTÜ EMT’nin neleri yanlış yaptığını yazmaya çalışacağım. Bu sadece bir eleştiridir. Kırıcı değil yapıcı bir yazı olacaktır. Umarım ilgili kişiler dikkate alıp ders çıkarır.

Her yaptığımı işte olduğu gibi bu kongredeki konuşmama çok büyük önem verdim ve titizlikle bir sunum hazırladım. Sunumum konusu Sektörde Endüstri Mühendisliği uygulamasıydı. Sunum başlığımda “Ördek, Pancu ve Endüstri Mühendisliği”ydi. Sunum başlığını uzun süre düşündüm. Ekibimdeki kişilere sordum. En son ilgi çekici olmasından dolayı bunu seçtim. (Merak uyandırıcı değil mi 🙂 ) Sunum hazırlığına 10 saat kadar bir süre harcadım. Bunların çoğunu işlerimi aksatmamak için ekstra mesailerde yaptım. Söylemek istediğim özen gösterdim. Sayfalarca metin okudum. Sonuçta bence çok güzel bir sunum çıktı. Sunumu ekibimdeki arkadaşlara sundum ve onların geri bildirimi ile çok daha güzel bir hal aldı. Artık sunuma hazırdım ve pazar gününün gelmesini bekledim.

Program şu şekildeydi. Pazar günü saat 12:15’de şirketimizden üst düzey bir yönetici 5 dakikalık bir sunum yapacak ardından ben sözü alacağım ve sunumumu gerçekleştirecektim. 45 dakika bana az gelse de bir şekilde anlatmak istediklerim için yeterli bir süreydi. Sabah 10:15 gibi evden çıktım ve yolda ekibimdeki uzman arkadaşım Yavuz ile buluşup İTÜ’nün Maslak kampüsüne geldik. Kampüste bizi karşılayan olmadı. Öğrencilerin yoğunluğu olduğunu düşündüm ve kampüsün içinde dolaşmaya başladık. Kampüste kongrenin olacağı yeri gösteren hiç bir tabelada olmadığı için kampüsteki bir kafeteryaya oturup çay içerek sunum saatini beklemeye başladık. Sunum saati yaklaşınca şirketimizden görevli olarak gelen kişiyi arayarak sunumun yapılacağı salona geçtik. (Güvenlik görevlilerinden yardım alarak salonu bulduk) Salonun girişinde şirketimizin üst düzey yöneticisi ile 5 dakikalık hoşbeşin ardından salona girdik.

Kongreyi düzenleyenlerden bir açılış konuşması bekliyordum. Yapılmadı. Şirketimizden gelen yöneticimizin takdim edilmesini bekliyordum. Yapılmadı. Kendisi sahneye geçti ve sunumunu yaptı. Burada belirtmek istediğim bir kaç nokta var. Bunlar belki size ufak ayrıntılar olarak geliyor fakat bunlar çok önemli. Sektörden ki, Türkiye’nin perakendede lider firmasından üst düzey bir yönetici geliyor, açılış konuşmasını bir yana koyun o kişinin ismi bile takdim edilmiyor. Bu bence çok büyük bir eksiklik. İkinci en büyük eksiklik katılım. Sponsorluk için gelindiğinde sayının en az 90 kişi olduğu söylenmişti fakat katılım 30-40 kişiyi ne yazık ki geçmiyordu.

Şirket Yöneticimizin sunumu başladı ve en büyük hayal kırıklığım işte o anda oldu. Dinleyicilerin çoğu uyukluyor hatta uyuyordu! Evet yanlış duymadınız uyuyordu! Kendimi öğrencilerin yerine koyuyorum ama ne yazık ki çok mantıklı bir açıklama yapamıyorum. Yöneticimizin sunumu bittikten sonra sıra benim sunumuma geldi. Bir hayal kırıklığı daha. Sahneye kongre görevlilerinden kimse çıkmadı ve beni de takdim etmedi. Ben yavaş yavaş sahneye çıktım. “Ara vermek istiyor musunuz yoksa ben de sunumumu yapayım mı?” dedim. Boş gözlerle bana baktılar. Peki o zaman diyerek sunumuma başladım. Senelerdir sunum yaparım, onlarca eğitim ve yüzlerce sunum yaptım. Ama bu sunumdaki gibi sunumumu hemen bitireyim ve gideyim dediğimi hatırlamıyorum. Arada dinleyen iki elin parmağını geçmeyen öğrencilere olan saygımdan sunumumu beklediğimden çok daha kısa bir sürede bitirdim (25 dk.!)

Sunum süresince can alan yerlerde beklediğim tepkileri alamamam ve sunum sonrasında soruların çok az olması zaten dinlenmediğimi gösteriyordu. Özellikle sunum süresince bazı kişilerin 8. uykularında olduklarını görerek sunum yapmak inanın çok zordu. Sunum bitti ve yine görevlilerden kimse gelmedi. Ben de “Teneffüse çıkabilirsiniz” gibi çok klişe bir söz ile onlarla iletişim kuramadığımı belirterek sunumu kapadım.

Kongreye sponsorluk anlaşması için gelen 2 öğrenciden sadece biri oradaydı. Her şeye kendisi koşturuyordu ve ne yazık ki yeterli olmuyordu. Bir ekibin olmaması, iyi bir planın ve programın olmaması başarısız bir organizasyona neden oluyordu. Sunumun yapılacağı salonun havasız olması ve mikrofon ve sunum aleti gibi envanterlerin organizatörlerin suçu olmadığı için bunlar hakkında yorum yapmıyorum.

Amacım, öğrencilere okudukları bölüm olan Endüstri Mühendisliğini daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktı.
Endüstri Mühendisliğini, tanımaları, anlamalarını ve bundan haz almalarını sağlamak istiyordum. Sektörde Endüstri Mühendisliğinin ne iş yaptığını öğrenmelerini istiyordum. Çalıştığım firmada ve Perakende sektöründe Endüstri Mühendisleri ne yaptığını öğrenmelerini istiyordum. Onları etkilemek istiyordum. Ama bunu başaramadım. Bunu başarmak için ne kadar iyi hazırlanmış olsam da, iletişim kuramadım ve şu anda sadece iğneyi kendime batıracağım. Çuvaldızı zaten yukarıda yazdıklarımla organizasyona batırdım.

Organizatörlere sadece şunu söylüyorum. Bizim sunum yapmamız istenmiyor ve programı bozan bir aktivite olarak gözüküyorsa idi bunu en başta belirtmeliydiniz. Ben üzülmezdim, bu yazıyı yazmazdım ve sizi de üzmezdim.

ESOGÜ MBK’da ise ne olmuştu kısaca hatırlayalım. Organizasyon için benimle tam 4 ay önce iletişim kurulmuştu. Eskişehir’e ulaşımım 2 hafta öncesinden ayarlanmıştı. Otobüsten indiğimde bir delikanlı ve bir hanımefendi beni karşılamıştı. Özel araçla bana özel 4 saatlik bir Eskişehir turu yapılmıştı. Üniversitede sunumum öncesinde kuliste hazırlanma fırsatı verilmişti. Sunum için hala nerden bulduklarını bilmediğim çok güzel bir anıtım ile izleyicilere takdim edilmiştim. Sunumumun ardından teşekkür ve plaket takdimi yapılmıştı. Ardından tekrar İstanbul’a dönüşüm için otogara kadar eşlik edilmiştim. Bunların haricinde 1 gün daha ikamet etmem için ısrarlarını, en güzel yemekleri yediğimizi, gezmediğimiz yerin kalmadığını ve Sunumdan önce birçok görevli ile tanışma ve sohbet etme imkanı bulduğumu yazmıyorum. İlgili yazıları okursanız ne kadar başarılı bir organizasyon olduğunu siz de anlayabilirsiniz. Buradan Recep ve Esma başta olmak üzere tüm organizasyon ekibine tekrar teşekkür ediyorum.

Sonuç olarak, organizasyon sınıfta kaldı. Kendim ve şirketim için Çıkardığım dersler ise şunlar,

  • Firmamın sponsor olmadan önce çok daha detaylı bir ön çalışma yapması
  • Organizasyonun tüm programının detaylı olarak öğrenilmesi
  • Katılımcı sayısı konusunda daha hassas olunması
  • Organizasyonu kaç kişilik bir ekibin yönettiğinin öğrenilmesi gerektiğini ders olarak aldım.

Bunun dışında, 45 dakikalık sunumda kimseye hayatın şifresini ya da endüstri mühendisliğinin detaylarını anlatamazsın. Fakat bu ve bunun gibi sunumları fırsat olarak görmek gerekiyor. Hem şirketler hem öğrenciler. Ama özellikle öğrenciler. Çünkü mezun olduklarında, konferansta dinledikleri o şirketlerin kapısı çalacaklar. Kapıyı çaldıklarında bırakın Üst Düzey bir yöneticiyi, benim gibi normal bir yönetici ile bile görüşemeyecekler. Kapı açılırsa sadece IK Uzmanı ile görüşecekler. Bu sebeple Üniversitelerinin ve katıldıkları organizasyonun değerini bilmelerini tavsiye ediyorum.

İş Geliştirme ve İş Analitiği Uzmanı

-Merhaba Müdür naber?
-Daha müdür olamadım. Ama Allah’dan ümit kesilmez. İyidir ya senden naber?
-Napalım işte bizde koşturmaca. Nasıl gidiyor sizin İş Zekası ve Analitiği?
-Ya abi bizim departman değişti yine.
-Yok artık. Sizin departmanın değişme hızına ulaşsam çoktan izafiyet teoremini açıklamıştım.
-Saçmalıyorsun biliyorsun di mi? %&@?
-Şaka yapıyorum ya alınma hemen. Ne oldunuz la şimdi?
-İş Geliştirme ve İş Analitiği Uzmanı
-Oh valla çok sevindim.
-Neden ki?
-Bundan sonra bir daha değişmez çünkü hesaplarıma göre tüm iş karışım kombinasyonlarını tamamlamışsınız. Ehiheihe
-Bi gelsene buraya!
-Hehehehe. Müdür olsan bari ya la. Ehehehe
-………… (Pat Küt Güm)
-…………